KÜRESEL ISINMAYA KARŞI KÜRESEL UYARI
Havalar öyle sıcak ki bu günlerde. Aklımızda “ne zaman fırsat bulsak da denize gitsek” ya da “ne yapsak, ne içsek de serinlesek” gibi düşüncelerden başkası dolaşmıyor. Sanki bir miskinliktir sarıyor insanı. Soğuk kış günleri gibi dipdiri olmuyor insan. Bir tembellik, bir ağır kanlılık sarıyor her yanımızı 🙂 Sizi bilmem ama benim öyle oluyor. Serinletecek birşeyler içmek, hep buz gibi birşeyler yemek istiyorum ki beni kendime getirsin 🙂 Yemek yapmak bile zor geliyor bazen. Hele kızartmalar, fırını 1 saat yakıp da küçücük mutfağımı daha da cehenneme dönüştürecek tarifler aklımın ucundan bile geçmiyor. Bazen kolay ve hafif bir yemek, yanında da buz gibi domates ve salatalıklarla yapılmış bir salatayla geçiştiriyoruz öğlen yemeklerini. Akşamlarıysa hafif, daha da hafif. Yoğurt, süt, kefir çok revaçta bu aralar. Tabi ki neredeyse su içer gibi tükettiğimiz karpuzun yeri de ayrı elbet 😉
Havalardan olsa gerek… şu sıralar kafayı Küresel ısınmaya takmış durumdayım 🙂 Bundan daha fazla sıcağa herhalde dayanamayacağımı düşünüyor ve şu anda neler yapabiliriz diye uzun uzun düşünmüyor değilim, miskin geçen şu günlerde.
Internetteki araştırmalarım sonunda, çok güzel bir sayfa da keşfedince, en son yazdığım yazının üstüne iyi gider diye düşündüm.
“Bir kişiyi daha uyarabilmek için bin mil daha” diyor, Global Warner.
Ben de onların uyarılarını alıp sayfamı okuyan binlerce mil uzaktakilere ulaştırmak istiyorum.
Daha temiz bir dünya için
“SİZ DE SÖZ VERİN!
Ben üzerinde yaşadığım dünyayı seviyorum. Şu anda dünyada var olan her canlının yaşam hakkına saygı duyuyor, gelecek nesillerin de üzerinde yaşanabilir bir dünyaya sahip olması gerektiğine inanıyorum. Küresel Uyarıcıyım demeden önce, küresel ısınmaya karşı aşağıda sıralanmış önlemleri alacağıma da söz veriyorum!
• Gereksiz lambaları söndüreceğime, mümkün olduğunca çevre dostu ampuller kullanacağıma, elektrikli aletlerimi stand-by’da bırakmayacağıma.
• Gereksiz benzin tüketiminden kaçınacağıma. Yakın mesafelere yürümeyi, bisikletle gitmeyi veya toplu taşıma araçlarıyla gitmeyi tercih edeceğime.
• Kimyasal madde içeren kozmetik ürünleri yerine organik olanları tercih edeceğime
• Geri dönüşümün, uygulanabildiği tüm alanlarda faydasına inanacak, plastik ürünlerin alternatifi oldukları yerde geri dönüşümlü malzeme tercih edeceğime.
• Eski kıyafetlerimi atmak yerine, ihtiyacı olan kişilerle paylaşacağıma.
• Zaruri olmadığı sürece klima yerine pencere açmayı tercih edeceğime.
• Evimde/ofisimde sıcak geldiği zaman pencere açmak yerine imkânım var ise genel (kombi vb) ısının düşürülmesini sağlayacağıma.
• Yaptığım alışverişlerde mümkün olduğunca minimal ambalajlı ürünleri tercih edeceğime, ‘geri dönüşüm süreci’ mantığını aklımda tutacağıma.
• Daha az ağacın kesilmesi için gereksiz kâğıt kullanımından kaçınacağıma, yapabiliyorsam ağaç dikeceğime.
• Isı kaybına karşı evimin/ofisimin yalıtılmasına çalışacağıma.
• Şehir içinde cip kullanımının ne kadar gerekli olduğu üzerinde bir daha düşüneceğime. Organik yakıt kullanmaya özen göstereceğime.
• Doğaya ve dünyaya saygılı olmaları için insanları uyaracağıma, benden sonraki nesillere doğaya saygıyı bir gelenek olarak öğretmeye çalışacağıma
Söz Veriyorum!“
Ben sözümü verdim ve elimden geldiği kadar tutmaya çalışacağım.
Son bir söz olarak, deliren sıcaklara daha da deliren insanların klima çılgınlığına değinmek istiyorum. Sanmayın ki bu satırları yazarken klimanın altında oturuyor ve dışardaki sıcaktan bihaber yaşıyorum. Hayır, biz klima kullanmamakta hala inat ediyoruz. Geçen gün Tvde haberleri izlerken bir röportajda duyduklarıma inanamadım. Yunanistan’ın en büyük elektrikli eşya mağazalarından birindeki yetkili satıcı, sıcakların arttığı şu günlerde mağaza zincirlerinde toplam olarak GÜNDE 4000-5000 klima sattıklarını söylüyordu. Daha ne diyebilirim ki…
Not: Tırnak içindeki yazılar Global Warner’dan alınmıştır.