1, 2, 4, 8, 16…
Dün öğlende Maya’yı okuldan almaya gittiğimde beni giriş kapısının arkasında bekliyordu. Öyle bir koşup boynuma sarıldı ki ikimiz birden düşecektik 🙂 Sonra gözlerinin içi parlaya parlaya:
– Anne bugün Matematik’te birşeyi yalnız ben bildim sınıfta, dedi gururla ve ağzı kulaklarında.
Sonra anlatmaya başladı. 1er, 2şer, 5er saymayı öğrendiler. Öğretmenleri bugün farklı sayı dizilerinden söz etmiş. Sonra da tahtaya 1, 2, 4, 8, 16 yazmış. Sonra çocuklara dönüp:
– Böyle bir sayı dizisi olur mu? Doğru mu? diye sormuş.
Çocuklar -fazla da düşünmeden- hep bir ağızdan:
– HAAYIIIRR! demişler.
Bir tek bizim Maya çıkıp,
– Olur, öğretmenim. Çünkü 1, 1 daha 2 eder; 2, 2 daha 4 eder; 4, 4 daha 8 eder; 8, 8 daha 16, demiş.
– Öyle mi? Bravo sana güzel kızım, deyip bu kez ben kucakladım onu. Sevinçten çıldırmış gibi gülüyordu.
– Peki 16’dan sonra ne gelirdi?
– Hmm.. 16 16 daha….. 32!
Sonra okuldan eve giden yol boyunca kendince 32 + 32 = 64, 64 + 64 = 128 diye mırıldanıp durdu.
Maya matematiği çok seviyor, bunu daha küçük yaştan belli etti bize. Çok kolay kavrıyor. Bunu aynı sabah okulun bahçesinde karşılaştığım öğretmeni de söylemişti. “Çok iyi gidiyor ama özellikle matematikte çok çok iyi” demişti. O yüzden bu olaya çok da şaşırmadım aslında. Şaşırmaktan çok sevindim ben. Sevincim de Matematik problemini çözebilmesine değil.
En çok bütün sınıf ağız birliği ettiği halde, tek başına bambaşka bir fikri savunacak cesareti göstermiş olmasına sevindim! İşte bu benim kızım!
Farklı olmak her zaman dış görünüşün farklılığından gelmez.
Zaman gelir insanın kendini ifade ettiği/edebildiği dil (lisan) ve öyle bir zaman da gelir ki aynı dili konuşan insanlar arasındaki fikir, anlayış ve görüş farkı, insanı diğerlerinden “farklı” kılar. Her ne olursa olsun, farklı olmayı kabullenmiş olmak ve “fark”ınla barışık yaşamak önemlidir, bence.
İster dış görünüşsel ister fikirsel olarak farklı olmaktan korkmamaktan söz ederken, bugün seyrettiğimiz çocuk filminden söz etmeden geçemeyeceğim.
Uzun zamandır sinemaya gitmemiştik çocuklarla. Bugün HAPPY FEET 2’ye gittik. Yine gözümüz, kulaklarımız şenlendi, çocuklar keyifli kahkahalar attı. İlk filmde olduğu gibi “Farklı olmak güzeldir“; “birşeyi yapıp yapamıyacağını anlamanın en güzel yolu denemektir”; “birşeyi çok istiyorsan önce inan, sonra elinden geleni yap” mesajlar veriliyor. Görsel efektlerle çocukların da aklında kalacak şekilde, global ısınmanın güney kutbunda yaptığı değişiklikler gözler önüne seriliyor.
Biz çok keyif aldık.
Bir matematikci daha geliyor arkadan burada;) Bende paylastim sevgi veheyecanini Maya’cigimin:)