23 Nisan Bütün Dünya Çocuklarına Armağan, Kutlayabilen Pek Yaman
🎵 Bu-gün bay-ram 🎵
🎵Er-ken kal-kın ço-cuk-laaarrrrrr🎵
(Ki-mi-niz o-ku-la…
ki-mi-niz i-şe!)
Günlerce hazırlanmıştı çocuklar. Danslar, şarkılar öğrenilmiş, yalnız o gün giyilmek üzere yepyeni, rengarenk gösteri kıyafetleri dikilmiş, hatta gösteri gününün sabahı erkenden son bir kez daha ütülenmişti. Ailenin bütün üyeleri minik kelebekler gibi sevinçten yerinde duramayan; oradan oraya uçuşan bu minikleri seyretmek için sabırsızlanıyordu. Fotoğraf makineleri, video kameralar, her şey hazır nazır…
Bir prenses gibi hissediyordu kendini küçük kız. Kendi etrafında döndükçe fırfırlı eteği açılıyor, ayakları yerden kesilecek gibi hissediyordu. Coştukça dönüyor, döndükçe daha da açılıyordu eteği… Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bakıyordu herkese. Ağzı kulaklarında, gözleri pırıl pırıl parlayan , tertemiz yüzlü, mutlu çocuklar… Saçları pırıl pırıl, giysileri tertemiz, ayakkabıları yepyeni… Anne babasının umut kaynağı… Atamızın bize emanet ettiği bayramı, her şeye rağmen kutlayabilmenin gurur kaynağı… Fotoğraflar, videolar çekiliyor. Müzik coşkulu, aileler gururlu, çocuklar kendinden emin ve mutlu…
Herkes mutlu… Güneş bile bir başka parlıyor sanki bugün. İnsanın yüreğini sıcacık ısıtıyor. Umutla dolduruyor. Hiç bitmesin denecek bir bayram havası…
‘Sahne’deki görkemli gösterinin bir de perde arkası var elbet, o coşku içinde kimsenin aklına gelmeyen…
Elleriyle ekmek parasını kazanmaya çalışan… çalıştığı için yüzmeye, baleye, piyanoya değil de okula bile gidemeyen, bir tanecik kitabı olsun diye can atan çocuklar…
Bir de küçücük, minicik, dünya güzeli kızlar var. Dönüp de arkasına bakmasın diye gözleri bağlanıp babası yaşındaki adamın koynuna girmekle başının göğe erdiğine inandırılan… Hayatında neler neler yapabilecekken bütün hayalleri ellerinden alınan minicik kızlar…
Çocuk Bayramı ise bütün çocukların bayramı olmalı… Her çocuğa çocukluğunu yaşayabilme hakkı tanınmalı…
Dünyanın bütün çocuklarının bayramını kutlarım. Bütün bu gösteriyi en arka sıradan kocaman gülümseyerek seyreden ayakkabı boyacısı çocuğu o minik ellerinden öperim… Kendi çıkamadığı sahnede çok geçmeden kendi evladını seyredip alkışlayacak minicik anneciğin, geride bıraktığı çocukluğuna dönüp bakamayan gözlerinden öperim… hala şansım varken.
Çünkü aldığı ekmeği evine götüremeyen… çıktığı kapıdan bir daha dönemeyen çocuklar da var.