1 Mayıs

1 Mayıs Yunanistan’da resmi tatil. Okullar,  iş yerleri, dükkanlar kapalı. Artık havalar da güzel olduğundan o gün ailecek pikniklere gidilir. Dostlar bir araya gelir, açık havada masalar kurulur, eğlenilir. (Aslında yeni evimizde biz artık neredeyse her gün öğle yemeğimizi bahçemizde yiyoruz 🙂 Birkaç arkadaşımız bize çok da uzakta olmayan bir köydeki eğlenceye gideceklerini söyleyip bizi de davet ettiklerinde ilginç olabileceğini düşünüp kabul ettik. Canlı yerli müzik, danslar ve yiyecekler olacağını söylediklerinde bize uygun ne yiyecek olabileceği konusunda şüpheliydim gerçi. Çünkü böyle şenliklerde neredeyse etten başka bir şey bulunmuyor burada.

Çiçek toplanır, çocukların başlarına çelenk yapılır. Ben de nasıl yapıldığını bilmiyordum ama kendimce bir şeyler yaptım, Maya beğendi taktı 🙂

Dario’ya gelince. Çiçekler filan onun pek umurunda değildi. Eğlencenin olduğu avluya vardığımızda gördü ki insanlar masalarda oturmuşlar, bir şeyler yiyorlar. Anında “Anne, ben acıktım” dedi. 

Girit müziğinin geleneksel çalgısı Girit’in Lirasıdır. Bizim Karadenizin kemençesini andırır. Dürüst olmak gerekirse 1 saat aynı ritmi dinledikten sonra beyni uyuşmaya başlar insanın 🙂 Ender olarak tulum da çalınır köylerde.

Çocuklar çok geçmeden sıkıldılar. Hava da çok sıcaktı ve oturacak bir gölge yoktu ne yazık ki. Oradan ayrılıp davetli olduğumuz başka bir eve gittik. Başka bir bahçede oturmaya.

Yolda bağların arasından geçerken çocuklara gösterdim; “bakın çocuklar yaprakların arasındaki şu minik minik salkımlar üzüm olacak sonra”.

İşte orada ne yemekler ne de gitarla çalınan şarkılardı ilginç olan. Maya topladığı çiçeklerden ipe dizerek kendine çelenk yapmayı öğrendi. Bütün günün en zevkli dakikalarını yaşadı.

Boncuk dizer gibi dizdi ipe çiçekleri.

Başını saracak kadar olunca da…

başına taktı tam da Mayıs tacını.



4 thoughts on “1 Mayıs”

  • Nurdancım, Zeyno da çok sevecek bu işi eminim. İlk doğa gezisinden başında tacıyla döner artık 🙂
    Müjgan hanım, eski geleneklerin hala korunuyor olması güzel tabi. İyi ki fotoğrafları yayınlamışım o zaman. Giritli Türkler arasında da tulum çalanların olduğunu da ben bilmiyordum.
    Sağolun bu anınızı paylaştığınız için.
    Sevgili Melis, inşallah bir gün sizin de dokunabileceğiniz bir toprağınız olur. Çocuklar için tam bir hayat dersi bu bahçe, inanın!

  • blogu her okuduğumda yanınızda olmak istiyorum 🙂 benim küçük kızımda ıst da bir site içinde oyun oynamak zorunda kalmak yerine keske Maya ve Dario gibi topraga cicege bulansa ,dolansa..
    Bu arada cocuklarınız çookkk güzeller..Dario’ya ,onun o afacan gülüşlerine bayılıyorum:)

  • Kandiyeden İzmire gelen dedem çok iyi tulum çalarmış..o kültür hala devam ediyor demekki..ne güzel..değişimin çok hızlandığı günümüz dünyasında herşey zamana yenik düşüyor ne yazık ki…bu arada güzel Maya’ya taç çok yakışmış :)..izmirden sevgiler.

  • Papatya’cım,
    Hepsinden önce doğada olmak güzel! O bile yetmiştir eminim size?! Maya’nın tacına bayıldım bayıldım. İpe dizmek ne güzel bi fikir! İlk fırsatta deneyeceğiz Zeyno’yla 🙂
    İstanbul’dan sevgiler…
    Nurdan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir